3 Temmuz 2017 Pazartesi

BU BİR SEVDA MASALI

Bu bir sevda masalı
Çocuklara anlatalım sokaklarda
Huzuru tatmak, bir hüzün bedeninde
Dağlara galip gelir ruhum
Artık şehirde yaşayamam
Caddelere sığmaz bu sevda
Eşyanın bana bakmadığı bir mekana
Bana yol sormayan ağaçlara ihtiyacım var
Muhtacım çünkü seni ancak böyle sevebilirim
Ancak kalabalıklardan ve tanıdıklardan kaçarak
Yalın ayak sevebilirim seni
Ve böyle belki ruhum bedenin karşısında bir şans bulabilir
Yeniden mutat dirilişin azabından kurtulmak için bir umut olur
Yaşamak gözlerinde yeni bir anlam kazanır
Sıradan hayatımı böler ortadan ikiye bir delinin kılıcı
Geceleri uyumamak için bir bahanem olur
Özgürce düşleyebilirim seni, düşünürüm
Gönlüm titreşince seni düşünürken
Yaşadığım aklıma gelir
Ruhum içine döner ve bedenime batar gibi
Var olmak ne garip şey
Ben de garibim, durduk yere dertlenirim
Sanki bu farazi dertler keyif verirmiş gibi ruhuma
Farklı bir acıdır bu, tatlı bir tarafı vardır derinde
Geceleri çıplak ayaklarımın üzerinde
Gönül seni sevmek seferinde
İşte bu bir sevda masalı
Bu kadar saf olunca, insanlar anlayamaz artık
Dikkatleri çekemem, şaklaban olmaktan uzağım
Şehre yabancılaştım, onlara uygun yaşamasını unuttum
Sanki hiç yaşamamış gibi
Çünkü seni sevince her an yeniden yaratılırım
Zaman çok sözü dinlenesi değildir artık
Ve mekan alelade bir yer olmaktan öteye gidemez
Yaşanmışlıklar yoktur, ceplerime biriktirdiğim bir hayat
Sen ve boşluk gibidir kainat, bir ve sıfır gibi
Binlerce sıfırın içinde tek bir sen gibi
Aşkın yeni bir din gibi indi dünyama
Tek müntesibi ben, et ve kemikten bir mahzun beden
Büyükler anlayamaz sözlerimi
Yaşlılara iletemem sesimi ben
Haydi çıkalım sokaklara
Bu bir sevda masalı
Anlatalım henüz toprağı kurumamış çocuklara

Berk Uysal